Ne kadar net çelişkileri var, öyle değil mi
Demiştim, anlayacaksın sen de zamanı geldi mi
Ayran üstüne düşen kara sinek kadar siyah gerçek
Beyazın üstünde görürsün zamanı geldi mi

Sabit durabiliyorum sarsılmalarım olsa da
Düşmüyorum yere inatla ölümcül yerlere vursa da
Bu denge belirlerken hayatın seyrini
Kaybedenler devrilir zamanı geldi mi

Limit yok engelleri tekmele
Zarifçe yere düşmüştüm beni ittiklerinde, kalktım
Denge kurdum gittiklerinde
İşte böyle böyle taşlar yerine oturur bekle zamanı geldi mi

İster duvarları hırpala ya da kum torbasını tırmala
Ezberleri boz, kaybedenler ah der (ah)
Ben kaybetmeyi sevmem, ya sen
Ama herkes bi gün kaybeder zamanı geldi mi

Kalbini kıracaklar
Onlar

Sirtaki tabakları gibi defalarca vurarak
Onlar (onlar)

Seslice bağıracaklar
Onlar

Tiryaki gibi şişelerce dolup dolup da boşalarak
Onlar

Zamanı geldi mi

Ne kadar da rahatlar yalan söylerken değil mi
Demiştim yalan söyleyecekler zamanı geldi mi
Kara dayanamayan çiçek gibi bükülecekler
Ve gözlerinin önünde ölecekler zamanı geldi mi

Stresi yönet, sorunlarını sorgula
Altı çizili yerleri vurgula
Bu senin filmin, yönetmenisin kurgula
Gözünden sakındığın kim varsa ayırt etme, yargıla
Buna mecbursun zamanı geldi mi

Acılardan inşa edilen tacı takılı çok oldu
Hayat ağacı 43 dalda meyve doldu
Önüme çıkan o kocaman taşları
Küçük ayaklarımla tekmeledim
Hazırla sen de ayaklarını zamanı geldi mi

Diretecekler
bu sevimsiz direniş içinde
Çelimsiz cengaverlerin direnecekler
Öfkeni bıçaklar gibi bileyecekler, sakin ol
Geldikleri gibi gidecekler zamanı geldi mi

Kalbini kıracaklar
Onlar

Sirtaki tabakları gibi defalarca vurarak
Onlar (onlar)

Seslice bağıracaklar
Onlar

Tiryaki gibi şişelerce dolup dolup da boşalarak
Onlar

Zamanı geldi mi