No editor.
Ay ın altında kağnılar gidiyordu Kağnılar gidiyordu Akşehir üstünden Afyon a doğru. Toprak öyle bitip tükenmez Dağlar öyle uzakta Sanki gidenler hiçbir zaman Hiçbir menzile erişmeyecekti. Kağnılar yürüyordu yekpare meşeden tekerlekleriyle Ve onlar; ayın altında dönen ilk tekerlekti, ilk tekerlekti. Ayın altında öküzler Başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi Ufacık kısacıktılar Ve pırıltılar vardı hasta kırık boynuzlarında Ve ayakları altından akan Toprak, toprak ve topraktı. Gece aydınlık ve sıcak Ve kağnılarda tahta yataklarında Koyu mavi humbaralar çırılçıplaktı. Ve kadınlar, birbirlerinden gizleyerek Bakıyorlardı ayın altında Geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine. Ve kadınlar... Bizim kadınlarımız; Korkunç ve mübarek elleri İnce, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle Anamız, avradımız, yarimiz Ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen Ve soframızdaki yeri; öküzümüzden sonra gelen Ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız Ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki Ve kara sabana koşulan ve ağıllarda Işıltısında yere saplı bıçakların Oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan kadınlar Bizim kadınlarımız. Şimdi ayın altında Kağnıların ve hartuçların peşinde Harman yerine kehribar başlı sap çeker gibi Aynı yürek ferahlığı, Aynı yorgun alışkanlık içindeydiler. Ve onbeşlik şarapnelin çeliğinde İnce boyunlu çocuklar uyuyordu. Ve ayın altında kağnılar yürüyordu Akşehir üzerinden Afyon a doğru. Yürüdü tren de yolda eğlenmez Derdim çoktur memlekete söylenmez Tükendi cephanem, geriden gelmez Tezkeremden evvel vurdular beni Sılama hasret koydular beni. Aziz Abdal dağı ordugah yeri Bir haftalık tayın yenmiyor kuru Hasretlik kaldı koca Kayseri Tezkeremden evvel vurdular beni Sılama hasret koydular beni. Ağır makineli de tepeden inmez Tarıyor ırmağı kimse görünmez Verilen parolalar aklıma gelmez Gözüm göre göre vurdular beni Sılama hasret koydular beni. Derleme: Ahmet Kaya
infomuzikdefterim.com
@muzikdefterim
Hiçbir sanatçıyı takip etmiyorsunuz.